25 Nisan 2016 Pazartesi

MÜRŞİT EFENDİ


         
       


Bir yazarın sözleri tıpkı rüzgar gibidir. Geminize yön verir. Çoğu zaman tarif edemezsiniz o meltemi yanlızca size eser , kollarınızı açarsınız özgür olursunuz yazarın sayfalarında. Bazen de öyle bir eser ki fark etmeden şapkanızı alır başınızdan. Her rüzgar farklı bir fısıltı ile gelir. Bu rüzgar da , sayfalara minnetin pişmanlığa nasıl dönüştüğünü fısıldıyor. Her romanda bir karakter vardır ki yazarın kendi düşüncelerini üstünde dans ettirdiği bir aracıdır o. Bu romandaysa sanırım Mürşit Efendi. Mürşit Efendi ,  Zehra muallimin babası. Hani şu Zehra Hanım'ın kabul etmediği. Kendisi çok fakir , zorluklarla okumuş ve bu yüzden vatanına minnet duyuyor. Duyduğu bu minnet onu hizmet etmeye teşvik ediyordu. Memur olarak okuldan mezun oldu. Hayatta mutlu olmak için benimsediği düşünce ona çok basit geliyor olsa da hayat ona bunun yanlış olduğunu gösterecek. " Ben kendi yolumda metin adımlarla yürüdükten sonra korkum ne? " diyor. Ama sonra hayat ona zor gerçeklerini sunup izlemeye koyuluyor. Başta Tahsin Efendi'nin -gelecekteki hayatını farkında olmadan anlatan meslektaşı- ona anlattığı hikayeyi yabancı gibi dinleyecek ama sonra bu yabancı hikayeyi bizzat canlandıracak. İyi kalpliliği su istimal ediliyor. Mesai arkadaşlarının davranışları onun tüm inanç esaslarını yavaş yavaş yıkıyor ve onu da aralarına alıyorlar. Nice devrimler yapabilecek bir insanın ışığını söndürüyorlar onu kendilerine benzettikçe. Değişmeye başladığını fark ediyor ve bencilleşmeye başlıyor. Bencilleşmeye başladığınıysa şu satırlardan anlıyoruz. " Ne olursa olsun mesuttum. Çünkü artık pencerenin önünden ölmüş çocukların cenazesi geçmeyecekti. " Birkaç hafta öncesine kadar o cenazeleri görmemek için elinden geleni yaparken onları rahatlıkla terk edip gitmişti aslında bunu yaparak kendini verdiği sözleri de çiğnedi ve kendine olan öz saygısını da yitirdi. Başlarda rakıdan nefret ederdi şimdi ise içmek için bahaneler arıyor. Aslında o da içten içe farkında değiştiğinin ama hala dile getiremiyor. Kendi iyiliği için koyduğu küçük kuralları teker teker çiğniyor. Bunu dile getiriyor ama buna rağmen hala itiraf etmedi yadırgadığı kişilere dönüştüğünü.





 (Yukarıda bulunan gif ve fotoğraflar bana aittir)