14 Mart 2016 Pazartesi

İLK KARAKTER ANALİZLERİ




        Merhabalar, hoşgeldiniz efendim. Sizlerde buyur ettiğinize göre başlayalım o halde. Kitabımız ilahi bakış açısı ile yani 3. kişi ağzından adete onların içini okuyormuş gibi  yazılmış. Bu sayede kitaptaki karakterleri analiz etmem de kolaylaşıyor. Kitabın üçüncü bölümüne kadar sadece dört karakter bulunuyor.  Şimdi onların benim gözümdeki imajlarına bakalım. Tevfik Hayri Bey , dört buçuk senedir maarif müdürü. Mesleğinin kutsiyetine inanan bir idealist. Fakat biraz da gevşek ve hayal perest. Başındaki süslü rüyayı hakikat yapmak için yalnız düşünmek , okumak ve söylemenin kafi olduğuna inanır.  Oturduğu kasabanın en sevdiği özelliği sükuneti. Bunlar kitabın bize verdikleri şimdi sıra benim düşüncelerimde. İnsanların iyi yönlerini söyleyip onları yüceltir ancak asla gerçekleri söylemekten de kaçınmaz. Kelime oyunlarını seven birisi insanları ters köşe yapmak onları düşünmeye sevk etmek onu mutlu ediyor. Mebus Şerif Halil Bey , maarif müdürü Tevfik Bayri Bey ile eski mektep arkadaşı. Mülkiyeyi bitirip muallim olmuşlar. Şerif Bey sonradan mesleğini değiştirmiştir. Zehra Hanım'ın Istanbul'a belli sebeplerden dolayı teşrif etmesi için bir arkadaşı hatrına izin almaya geldi. Karakter olarak ise Şerif Bey biraz şüpheci bunu ise hayata bağlıyor. Zehra Hanım ile ilgili kapalı cümleler kurarak bilgi almaya çalışıyor. Başmuallim Zehra Hanım , sanırım şuan hakkında en çok şey bildiğim yada tahmin ettiğim karakter. Hayatta en çok acı yaşattıran en yakınları olmuş. Hayatın bu oyunlarına karşı kendini duygularından men etmiş ve bu onu acımasız biri yapmış. Fazla disiplinli , okul ortamında şefkatli değil de katı kuralları olan bir despot haline gelmiş.

        (Yukarıdaki gifler bana aittir)

4 Mart 2016 Cuma

KİTAP İLE BULUŞMA


     
       Monoton bir cumartesi sabahına merhaba dedim. Ailece yapılan bir haftasonu kahvaltısının ardından babam ile Ümraniye'ye çıktım. İlk olarak dişçiye gittik. Dişçiden bir bütün olarak çıktıktan sonra her daim gittiğim kitapçıya uğradık. Kitapçı ile babam artık ahbab oldukları için bizi içeri buyur etti ve birer çay söyledi. Onlar bir yandan çaylarını içip bir yandan da sohbet ederken alacağım kitabı kendim bulmak istediğimi söyledim ve raflara bakmaya başladım. Ikinci kitaplıkta üstten üçüncü rafta Reşat Nuri GÜNTEKİN'in eserleri vardı. Kenarda duran küçük sandalye ile yukarı çıktım ve rafın sonunda bulunan kitabımı elime aldım. Kitabın arka kapağındaki tanıtımı okumaya başladım.

Kitabı babamın yanına götürdüğümde onlarda çaylarını bitirmişti. Babam kitabın ücretini ödedikten sonra başka bir yere uğramak üzere yanımdan ayrıldı. Pasajdan çıkarak minibüs durağına yürüdüm , ilk gelen minibüse bindim ve eve gittim.


       (Yukarıda bulunan gif ve resimler.                                       bana aittir.)