1 Mayıs 2016 Pazar

VEDA EDİYORUM





      Sona vardım.  Şaşkınlık içerisindeyim , hiç tahmin etmezdim Mürşit Bey’in böyle biri olduğunu. Kitabın başı ile sonu arasında öyle büyük fark var ki hala inanamıyorum. Kitabın sonunda tutamadım gözyaşlarımı , ağladım. Kitabın başında demiştim ki" Zehra’yı bu hale yaşadığı acılar getirdi." Haklı çıktım. Zehra gerçekleri öğrenince nasıl da değişti. Kimse göründüğü gibi değil. Bazen gerçekleri görmek için bir uyarı yada büyük bir darbe gerekiyor ki zaman sana acı gerçekleri unutturmasın. Kitapta en çok acıdığım , üzüldüğüm karakter Mürşit Efendi çünkü o kadar iyi niyeti ile yaklaştı ki insanlara su istimal edildi. Hakikat yolundan ayrılmayacağına söz vermişti oysaki bilmiyordu hayatı o zamanlar. Hırsız damgası yedi ve sustu sırf çocukları için. Karısı tarafından aldatıldı yine sustu neden çocuklarının yüzüne birde anneleri yüzünden leke düşmesin diye. Ne kadar kutsal bir duygu ki babalık , bütün kötü , onur kırıcı hitaplara boyun eğdirdi Mürşit Efendi’yi. Ya Zehra nasıl pişman şimdi nefret ile geçirdiği onlarca yıla. Pişman babasına yetişemediği için , onu son defa göremediği için. Bir geç kalmışlık var onda. Gerçeklere karşı bir geç kalmışlık bu... Acı ama hakikat olan gerçeklere karşı. Ama gidenler gelmiyor ki geri yada geri alınmıyor ki zaman. Ne kadar pişman olsa da üzülse de boş artık. Biraz merhamet etseydi babasına şimdi pişman olmazdı belkide. Kitapta kendime en çok Zehra’yı kendime yakın hissettim çünkü kendii gördüm onda. bazen duyguların acizlik olduğunu düşünüyorum ama hiç Zehra kadar acımasız da düşünmedim. Ama hayat ileride beni ne duruma getirir bilemiyorum. Belkide de benim kitabımın sonu da pişmanlık ile biter. Orası bilinmez. Şuan hislerimi kelimelere dökemiyorum. Kafamda dönenleri nakil edemiyorum parmaklarıma. Zehra’yı canlandırıyorum şuan. Onun dökemediği gözyaşlarını klavyeye akıtıyorum tek tek. Onun pişmanlığını paylaşıyorum , yükünün hafiflemesi ümidiyle. Yada Mürşit Efendi’ye ağlıyorum. Susmuşluğuna , kızına olan hasretine rağmen yine onun için özlemini bastırmasına. Herkesin gözünde kötü duruma düşmeyi göze alarak kızını okuttu. Ama mutlu yumdu hayata gözlerini. Kızını kurtarmıştı çaresizlikten. Minnettardı Zehra babasına , bunu ona söyleyemese de minnettardı.

      


                           (Yukarıda bulunan çalışmaların hepsi bana aittir.)
      

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder